top of page

İstanbul'un finans merkezi neresidir?

  • 18 Nis 2023
  • 3 dakikada okunur

Etkin bir finansal hizmetler ekosistemi sağlamak amacıyla kurulan İstanbul Finans Merkezi (IFC), kısa vadede bölgesel, orta vadede küresel bir merkez haline gelerek Türkiye ekonomisine ve uluslararası yatırımcılara büyüme sağlamayı hedeflemektedir. IFC, kamu ve özel sektör bankaları, varlık yönetim şirketleri, aracı kurumlar, sigorta şirketleri, profesyonel hizmet şirketleri ile Türk ve uluslararası finans kuruluşlarını bir araya getirecek.


Türk ve uluslararası işletme ve yatırımcılarla yakın işbirliği için bir merkez haline gelecek olan IFC projesinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Sermaye Piyasası Kurulu ofisleri yer alıyor. (SPK), Borsa İstanbul, Türkiye Sigorta, Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank ve İŞ ​​GYO.


IFC, 1,4 milyon m2 ofis alanı, 100.000 m2 alışveriş merkezi, kongre merkezi (2.100 kişi kapasiteli), 30.000 m2 5 yıldızlı otel, otopark (26.000 araç kapasiteli) içerecektir. , hepsi bir 'akıllı şehir' modeli içinde oluşturuldu.


IFC, tüm ziyaretçiler için iş/yaşam dengesini ve refahını desteklemeye yardımcı olacak yeşil alan ve eğlence tesislerinin yanı sıra son teknoloji bir çalışma ortamı sunarak günde 50.000'e kadar çalışanı ağırlayacak. IFC, COVID-19 salgını sırasında geliştirildiğinden, tüm çalışanların güvenli bir ortamda çalışmasını sağlamak için tüm ofisler açılabilen pencereler ve UV filtreli havalandırma sistemleri ile donatılmıştır.


İstanbul Finans Merkezi
İstanbul Finans Merkezi

İstanbul Finans Merkezi (İFC)

büyük finans kuruluşlarından yenilikçi start-up'lara kadar sektör genelindeki kuruluşları bir araya getirerek lider bir finansal hizmetler ekosistemi haline geliyor.


İFC, finansal hizmet şirketlerinin yerel ve uluslararası iş ağları ile etkin bir şekilde faaliyet göstermelerini ve işlemleri verimli bir şekilde tamamlamalarını sağlar.





İstanbul Finans Merkezi, Türkiye'nin İstanbul şehrinde, finansal faaliyetlerin yoğunlaştığı bir bölgedir. Türkiye hükümeti tarafından desteklenen bir proje olan İstanbul Finans Merkezi, Türkiye'nin küresel finans merkezi olma hedefini taşımaktadır.

İstanbul Finans Merkezi projesi, İstanbul'un Ataşehir ilçesinde, Ataşehir - Ümraniye - Göztepe üçgeninde yer alan 2,5 milyon metrekarelik bir alanda hayata geçirilmektedir. Proje, finans kuruluşlarının, bankaların, sigorta şirketlerinin, sermaye piyasası kuruluşlarının ve diğer finansal hizmet sağlayıcılarının yer alacağı modern bir iş ve finans merkezi olarak planlanmıştır.

İstanbul Finans Merkezi'nin amacı, Türkiye'nin finans sektörünü güçlendirmek, ekonomik büyümeyi desteklemek, yabancı yatırımları çekmek ve küresel finans dünyasında rekabetçi bir konum elde etmektir. Proje, dünya standartlarına uygun ofis alanları, konutlar, alışveriş merkezleri, oteller, eğitim ve sağlık tesisleri gibi farklı fonksiyonlara sahip olması planlanan bir karma kullanım alanı olarak tasarlanmıştır.

İstanbul Finans Merkezi'nin tamamlanmasıyla birlikte, Türkiye'nin finans sektöründeki altyapı ve hizmet kalitesinin artması, yerli ve yabancı yatırımcıların ilgisini çekmesi ve Türkiye'nin küresel finansal rekabetçiliğinin artması beklenmektedir. Bununla birlikte, proje hala inşaat aşamasında olduğu için tamamlanma süreci ve sonuçları gelecekteki gelişmelere bağlı olarak değişebilir.

sahibinden
sahibinden

İstanbul Finans Merkezi'nin fiziksel olarak tamamlanan bölümü Ataşehir ilçesinde, Ataşehir - Ümraniye - Göztepe üçgeninde yer almaktadır. Ancak, proje hala inşaat aşamasında olduğu için tamamı tamamlanmamıştır ve projenin gelecekteki gelişmeleri ve tamamlanma süreci değişebilir.

İstanbul Finans Merkezi'nin Türkiye'nin ekonomik büyümesine potansiyel etkileri bulunmaktadır. Projeyi destekleyenler, Türkiye'nin finans sektöründe uluslararası bir rekabetçilik kazanmasının, yerli ve yabancı yatırımları çekmenin ve ekonomik büyümeyi desteklemenin önemli bir faktörü olarak görüyorlar. İstanbul Finans Merkezi'nin tamamlanmasıyla, Türkiye'nin finans sektöründeki altyapı ve hizmet kalitesinin artması, yerli ve yabancı yatırımcıların ilgisini çekmesi ve Türkiye'nin küresel finansal rekabetçiliğinin artması beklenmektedir.

İstanbul Finans Merkezi projesinin sermayesinin yüzde kaçının yabancı yatırımcılar tarafından sağlandığına dair kesin bir veri bulunmamaktadır. Proje, Türk ve yabancı finansal kuruluşların yanı sıra yerli ve yabancı yatırımcılar tarafından desteklenmektedir.

Hangi ülke ve şirketlere yatırım yapılacağına dair spesifik önerilerde bulunmak yerine, yatırım kararlarının kişisel finansal hedeflere, risk toleransına ve uzun vadeli stratejilere uygun olarak dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Yatırım yapmadan önce bir mali danışmana danışmak ve dikkatli araştırma yapmak önemlidir.

İstanbul Finans Merkezi'nin tamamlanması ve faaliyete geçmesi, İstanbul emlak fiyatlarına etkisi konusunda çeşitli faktörler göz önüne alınmalıdır. Projeye olan talep, proje tamamlandığında bölgedeki ticari ve konut gayrimenkul piyasasını etkileyebilir. Ancak, emlak fiyatları üzerindeki etki, piyasa koşullarına, arz ve talep dengesine ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Emlak piyasalarında her zaman riskler bulunmaktadır ve dikkatli bir şekilde değerlendirme yapmak gerekmektedir.


ÖZELLER Real Estate
ÖZELLER Real Estate

İstanbul Finans Merkezi (IFC), 1,3 milyon m2'lik ofis alanı, yaklaşık 100.000 m2'lik alışveriş merkezi, 2.100 kişi kapasiteli kongre merkezi, 34.000 m2'lik 5 yıldızlı oteli ve 26.500 kişilik otoparkıyla iş dünyasının tüm ihtiyaçlarını karşılıyor. tamamı bir 'akıllı şehir' modeliyle yönetilen araçlar.









GAYRİMENKULLER


İstanbul Finans Merkezi, 1,3 milyon metrekarelik ofis alanları, 100 bin metrekarelik alışveriş merkezi, 2.100 kişilik konferans merkezi, 34 bin metrekarelik 5 yıldızlı oteli, 26.500 araç kapasiteli otoparkı ve akıllı şehir modeliyle yönetimi ile iş dünyasının tüm ihtiyaçlarını karşılıyor.

FİNANS

İstanbul Finans Merkezi bünyesinde kamu ve özel sektör bankaları, piyasa denetleyici ve düzenleyici kurumlar, sigorta şirketleri ve bağımsız ofis alanlarının da yer aldığı 21 ofis binasından oluşmaktadır. İstanbul Finans Merkezi içerisinde yer alan tüm ofis alanları dünya standartlarında yüksek teknoloji ile donatılmıştır. Açılabilir pencereler ve UV filtreli havalandırma sistemlerine sahip olan ofis binaları, ortak çalışma alanları ve toplantı salonları ile birlikte İFM kampüsü içerisinde çalışanların tüm ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik hizmet vermektedir.

Özellikler İFM, dinamik bir ekosisteme sahip bir finans üssü olarak, A sınıfı binalarda tüm yönetim sistemlerini tek bir çatı altında topluyor, dünya standartlarının üzerinde teknolojik donanımla ve akıllı şehir modeli ile hayata geçiriliyor.


Özellikler
Özellikler


Alışveriş Merkezi

İFM AVM içerisinde

Alışveriş Merkezi
Alışveriş Merkezi

, dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen perakende, moda ve hizmet markalarının yanında dünya mutfaklarından zengin çeşitlilikte restoranları da yer alıyor.


İFM AVM, sosyal, sanatsal ve kültürel yaşamın yanı sıra çevre yolu ve metro bağlantıları sayesinde konforlu ulaşım imkanları da sunuyor. 100.000 m2 kiralanabilir alandaki 350’ye yakın ticari ünite ile İFM AVM, günlük 100.000 çalışan ve ziyaretçiye hizmet verecek.

Çalışan ve ziyaretçilerin ihtiyaçları doğrultusunda tasarlanan İFM AVM, iki katta toplam 3,3 kilometre uzunluğundaki cadde, sokak ve meydanlara yayılmış yerli ve uluslararası perakende mağazalarıyla açık havada alışveriş konforu yaşatacak. İFM’de yer alan 1.000’den fazla kurumun, çalışanlarının ve günlük ziyaretçilerinin ihtiyaçlarının karşılanması için AVM içerisinde; gastronomi, giyim, teknoloji, sanat, eğlence ve diğer perakende kategorileriyle geniş hizmet ve marka yelpazesi sunulacak.

Otel


Otel
Otel

İstanbul Finans Merkezi bünyesinde yer alan otel, 57.000 m²'lik inşaat alanına yayılmış, 5 yıldızlı uzun dönemli konaklamaya uygun yapıda ve ziyaretçilerin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak tasarlanmıştır.

Yaklaşık 325 oda sayısı ve 75’e yakın uzun süreli konaklamaya uygun oda tipi ile konaklama hizmeti verecektir.

Ayrıca, otelde SPA merkezi, yüzme havuzu, spor salonu ve restoranı da yer almaktadır.

Kongre Merkezi


Kongre Merkezi
Kongre Merkezi

İFM Kongre Merkezi 22.000 m² alanı ve yaklaşık 2 bin 100 kişilik kapasitesiyle, ulusal ve uluslararası çapta etkinliklere ev sahipliği yapacak.

İFM Kongre Merkezi ekonomi, finans, enerji ve çevre politikaları başta olmak üzere, inovasyondan finansal teknolojilere, katılım finanstan yatırımlara birçok alanda düzenlenecek etkinliklerde sektör liderlerini ağırlayacak. İFM Kongre Merkezi ayrıca yerli ve yabancı sanatçıların konserleri, sergileri ve sohbet toplantıları gibi kültürel ve sanatsal etkinliklere de kapılarını açacak.


Vaziyet Planı

Vaziyet Planı
Vaziyet Planı


İSTANBUL


Persian and English language expert : +905013183887
Persian and English Language Expert

Tarih boyunca en önemli ticaret yollarının kesişim noktasında olan Türkiye’de iş dünyası ve finansın başkenti İstanbul; Doğu ile Batı’nın tarihsel mirasları ile kültürel öğelerini bünyesinde harmanlamış, iki kıtayı birleştiren dünyadaki tek metropol.

Dünya piyasalarının aynı zaman diliminde takip edilebildiği ve çok geniş bir coğrafyada iş yapılabilen İstanbul, 4 saatlik uçuş mesafesinde 1,6 milyarlık nüfusa ve 30 trilyon dolarlık ekonomiye erişim imkanı sunuyor.

Yılda 60 milyonu aşan uluslararası yolcu sayısı ve 225 milyona ulaşacak yolcu kapasitesiyle en önemli uçuş merkezlerinden biri olan İstanbul, dünya finansının yeni buluşma noktası olacak.


İNOVASYON VE GİRİŞİMCİLİK

Türkiye’nin son yıllarda ekonomik öncelikleri arasında inovasyon ve girişimcilik ekosistemini geliştirmek de yer alıyor. Bu amaçla kurulan ve çeşitli teşvikler verilen Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, Ar-Ge Merkezleri ve Tasarım Merkezleri’nde yaklaşık 150 bin kişiye istihdam sağlanıyor; 100 binden fazla proje üretiliyor. Teknolojik gelişime verilen desteklerle birlikte Ar-Ge harcamalarının son 5 yılda yüzde 161 artması, İstanbul’un Küresel İnovasyon Endeksi’nde 18 basamak yükselmesini sağladı.

İş Dünyası

Türkiye satın alma gücü paritesine göre en büyük ekonomiler sıralamasında dünyada 13’üncü, kendi bölgesinde ise 2’nci sırada yer alıyor. Gayrisafi Yurt İçi Hasılası’nı 2002 yılından bu yana dolar bazında yaklaşık üç katına çıkaran Türkiye’de, aynı dönem zarfında ihracatta 5 kat, ithalatta ise 2,5 kat artış gerçekleşti. İstanbul ise başlı başına 1.3 trilyon TL ile Türkiye’nin toplam Gayrisafi Yurt İçi Hasılası’nın üçte birini oluşturuyor.

İstanbul’un ihracattaki payı %50,6, ithalattaki payı ise %54,6 olarak sıralanıyor.

Yaşam Kalitesi

Türkiye ve bölge ekonomisinin kalbinin attığı, yılda 15 milyon turist ağırlayan İstanbul yüksek kaliteli sağlık ve eğitim imkanları, kültürel ve sanatsal yaşamının zenginliği, teknoloji ve ulaşım altyapısı ile yabancı çalışanlar için de bir cazibe merkezi durumunda.

İstanbul yüzde 70’i özel sektöre ait olmak üzere sayısı 250’ye yaklaşan hastaneleri ile şehirde yaşayanlara önemli bir sağlık güvencesi sunuyor. Kentte bulunan kamu ve özel toplam 9 bin 103 okul ve 57 üniversite, eğitim alanında da büyük fırsatlar sağlıyor. Sayıları 200’ü aşan tiyatro salonları, 900’e yaklaşan sinema salonları, yanı sıra dünya standartlarındaki konser ve sergi alanlarıyla İstanbul, Türkiye’de finansın olduğu kadar kültür ve sanatın da başkenti. 700’ün üzerindeki oteliyle yüksek rakamlarda konaklama imkanına sahip olan İstanbul, 30 bine yakın restoran ve eğlence mekanıyla 7 gün 24 saat yaşayan bir şehir.

YETENEĞE ERİŞİM

Türkiye, nüfusunun genç ve dinamik yapısıyla geleceğe güvenle bakıyor. Türkiye’de ilk, orta ve yüksek öğretimde eğitim gören öğrenci sayısı 26 milyon ve bu rakam Avrupa Birliği üyesi 22 ülkenin nüfusundan daha fazla. 207 üniversitede yaklaşık 8 milyon öğrenci eğitim görürken, yılda ortalama 900 bin öğrenci üniversitelerden mezun oluyor. Türkiye’deki üniversite mezunu sayısı 10 milyonun üzerinde.​

32 milyon kişiyle Avrupa'da üçüncü büyük iş gücüne sahip olan Türkiye, 27 milyon kişilik istihdam ile Almanya, İngiltere ve Fransa’nın ardından Avrupa’da en fazla çalışanı olan ülke.

Türkiye aynı zamanda, expatlar için de benzersiz bir çalışma ve yaşama deneyimi sunan ülkeler arasında ön sıralarda geliyor. Yapılan araştırmalar expatların iklim, doğal ve tarihi güzellik, yaşama rahatlığı ve olanakları bakımından Türkiye’yi tercih ettiklerini gösteriyor.



FAALİYET ALANLARI

İstanbul Finans Merkezi, uluslararası şirketleri sermaye piyasaları ve finansal hizmetler sektörleri ile bir araya getirerek, etkin bir ekosistem kurulmasını sağlıyor.

Yerel ve uluslararası iş ağıyla finansal kuruluşların daha kolay, hızlı ve geniş kapsamlı işlemler yapmasına olanak tanıyan İstanbul Finans Merkezi, finans sektöründe faaliyet gösteren kuruşlara ev sahipliği yapıyor.


FAALİYET ALANLARI
FAALİYET ALANLARI

Açık Bankacılık

Türkiye, pek çok bankacılık ve finans hizmetinin tek bir uygulama üzerinden sunulmasına imkân tanıyan açık bankacılığı teşvik eden altyapısı ile alanında faaliyet gösteren şirketler için büyük fırsatlar sunuyor.

Dünya genelinde 10 milyar dolarlık bir pazara sahip olan açık bankacılığın, 2027’ye kadar yılda yüzde 24 büyüyerek 50 milyar doları aşacağı öngörülüyor. Açık bankacılık, bu yönüyle bankalar, büyük üye iş yerleri ve ödemelere aracılık yapan kuruluşlar da dahil olmak üzere bankacılık ve finans ekosistemindeki her oyuncunun öncelikli gündem maddesi haline gelmiştir.

Küresel çalkantılara ve olumsuz piyasa koşullarına rağmen 2020’de yüzde 26,5 büyüme kaydederek 60 milyar lira net kâr eden Türkiye bankacılık sektörü, sektörün şeffaflaşmasını sağlayan ve gelişimin önünü açan açık bankacılığı teşvik ediyor. Açık Bankacılık kavramını tanımlayan “Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında Yönetmelik” 1 Temmuz 2020 tarihinde yürürlüğe girmek üzere 15 Mart 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı.

İFM, 13 milyonluk genç nüfusu ile Avrupa’nın zirvesinde yer alan Türkiye pazarının yanı sıra açık bankacılık hizmetlerine ihtiyaç duyan çok yönlü pazarlara da doğrudan erişim sağlıyor. İFM, inovasyonu ve işbirliklerini teşvik eden altyapısı ile açık bankacılık alanında faaliyet gösteren şirketlerin bölgedeki en büyük destekçisi olarak konumlanıyor.

Aile Ofisleri

Küresel ekonominin içinde bulunduğu belirsizlik dönemini başarılı şekilde atlatabilmesi, güçlü aile şirketleri ile doğrudan ilişkilidir. Ailelerin yatırım ve portföy yönetimi, emlak planlaması, miras planlaması ve mali danışmanlık gibi finansal ve hukuksal çözümlere duyduğu ihtiyaç her geçen gün artıyor.

Dünyanın en büyük aile şirketlerinin bulunduğu Avrupa’nın 5’inci büyük ekonomisi olan Türkiye, bulunduğu bölgenin en önemli ekonomik merkezi konumundadır. Türkiye’nin güçlü ekonomisinin en büyük destekçisi olan aile şirketleri, tüm şirketlerin yüzde 95’ini oluşturmaktadır. Türkiye’de faaliyet gösteren aile şirketleri, toplam ihracatın yüzde 28'ini gerçekleştiriyor.

Türkiye’de inşaat, demir-çelik, gıda, tekstil gibi çok çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren şirketlere sahip dolar milyonerlerinin sayısı 170 bine ulaşmıştır. Bu yönüyle dünyanın en hızlı büyüyen servet birikim alanlarından birini temsil eden Türkiye, aile ofisleri için büyük fırsatlar vadediyor.

İFM bünyesindeki aile ofisleri, aynı merkezde yer alan yasal ve düzenleyici kurumlar ile lisanslama araçlarına kolaylıkla ulaşabiliyor. İFM, çok yönlü ekosistemi sayesinde, aile ofislerinin, ailelere ayrıcalıklı ve özel hizmet vermesini sağlayan bir platformun yanı sıra, dinamik pazarlara da doğrudan erişim sağlıyor.

Aracı Kurumlar

Küresel ekonominin içinde bulunduğu dönüşüm sürecinde piyasaların her zamankinden daha değişken ve dinamik hale gelmesiyle halka arz ve alım satım aracılığına duyulan ihtiyaç giderek artıyor. Türkiye hem iç pazarı hem de gelişmekte olan pazarlara sağladığı doğrudan erişim ile aracı kurumlar için büyük fırsatlar barındırıyor.

Türkiye’de Şubat 2021 itibarıyla SPK tarafından yetkilendirilmiş olan 72 aracı kurum 287 şubesi ile faaliyet gösteriyor. Tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik belirsizlik ve olumsuz piyasa koşullarına rağmen, 2020'de Türkiye’deki aracı kurumların öz sermayesi yüzde 65 artmış ve 2021 itibarıyla 13 milyar TL’yi aşmıştır.

Köklü yasal ve düzenleyici kurumların merkezlerini de bünyesinde barındıran İFM, varlık yönetimi, yatırım bankacılığı, sermaye piyasası ve alternatif yatırım hizmetlerinin yanı sıra öncü fintek girişimlerine de ev sahipliği yapıyor. İFM, çok yönlü ekosistemi sayesinde, aracı kurumların müşterilerinin ihtiyaçlarına hız ve kolaylıkla karşılık verebileceği bir platform sunuyor.

Bölgesel Yönetim Merkezleri

Avrupa’nın 5’inci büyük ekonomisi olan Türkiye, bulunduğu bölgenin en önemli ekonomik merkezi konumundadır. Dengelerin yeniden kurulduğu, tüm küresel ekonominin yeniden şekillendiği bu dönemde Türkiye, çok uluslu şirketler için büyük fırsatlar sunuyor.

İstanbul, Avrupa, Asya ve Orta Doğu’ya doğrudan erişim sağlayan coğrafi konumu, gelişmiş teknolojik altyapısı, karayolları, üç havalimanı ve 16 milyonluk nüfusuyla dünyanın en büyük ve eşsiz metropollerinden biridir. Tüm bu faktörler, İstanbul'u doğal bir ticaret merkezi haline getiriyor.

Bölgesel yönetim merkezleri, çok uluslu şirketlerin maliyetlerden önemli ölçüde tasarruf etmelerini, iç kontrollerini güçlendirmelerini ve iş verimliliğini artırmalarını sağlıyor. İFM, bölgesel yönetim merkezleri için değişen küresel ve bölgesel ihtiyaçlara cevap verecek nitelikte, yüksek kaliteli altyapıya sahip, esnek ve iş dostu bir ekosistem olarak konumlanıyor.

İFM, küresel finansal piyasalar ile entegre olmuş yapısı ve bütünleşik beşeri sermayesi çok güçlü, yeni teknolojik ürün uygulamalarında öncü ve müşteri odaklı bankaları ile birlikte dünya çapında lider konuma sahip olan bankacılık sektörünün yanı sıra, vergi teşvikleri ile de benzersiz bir rekabet avantajı sağlıyor.

Dijital Bankacılık

Küresel ekonomik dengelerin yeniden şekillendiği bu dönemde Türkiye, dünya bankacılık ekosisteminin ‘yeni norm’u olan dijital bankacılığı destekleyen gelişmiş bankacılık altyapısı ile muazzam pazar potansiyelini bir arada sunuyor.

Türkiye'de bankacılık işlemleri, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) yayımladığı yönetmelik kapsamında banka şubesine gitmeye gerek kalmadan dijital ortamda gerçekleştirilebiliyor. Bankalar, görüntülü görüşmeyle uzaktan kimlik tespiti yaparak müşterilerine şubesiz bankacılık hizmeti sunabiliyor. Müşterilerin bankacılık hizmetlerine daha hızlı ve kolay erişimini sağlayan altyapı, Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların yeni müşteri kazanımı için büyük avantaj sağlıyor. Şubesiz bankacılığı destekleyen yönetmelik, neo bankaların da önünü açıyor.

Türkiye bankacılık sektörü, dijital bankacılığın gelişimini teşvik eden kapsamlı bir altyapıya sahiptir. Pandemi sürecinde güçlü dijital altyapısı sayesinde Türkiye bankacılık sektörü değişen müşteri beklenti ve ihtiyaçlarına hızla cevap vererek büyümeye devam etmiştir.

Türkiye, teknoloji kullanımına ilgisi ile tanınan 13 milyonluk genç nüfusu ve 2020’de 66 milyona ulaşan aktif dijital bankacılık müşteri sayısı ile dijital bankacılık alanında hem hızla büyüyen hem de potansiyelini koruyan bir pazar olarak öne çıkıyor.

İFM, hız, çeviklik, ölçeklenebilirlik ve müşteri deneyimi dahil olmak üzere her alanda finans ekosistemi oyuncularının işbirliklerini teşvik eden bir platform sağlıyor. İFM, bankacılık sektör liderlerinin en büyük temsilciliklerinin ve şubelerinin yanı sıra fintek girişimlerine de ev sahipliği yapıyor.

Finansal Kiralama, Faktoring Ve Finansman

Şirketlere ve bireylere banka dışında finansman alternatifleri sunan kuruluşlar son yıllarda istikrarlı bir şekilde büyüyor. Finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin toplam aktifleri 2020 yılında yüzde 26 artış göstererek, 154,3 milyar TL’ye ulaştı.

Sektörün son 5 yılda gerçekleştirdiği yıllık ortalama büyüme yüzde 12,6 düzeyinde. Aktif büyüklüğünde finansal kiralama 70,3 milyar TL ile ilk sırada yer alırken, onu 48 milyar TL ile faktöring ve 36 milyar TL ile finansman şirketleri takip etti. Sektörde 55’i faktoring, 22’si finansal kiralama, 15’i finansman şirketi olmak üzere toplam 92 firma faaliyet gösteriyor.

Fintek

Finansal teknolojiler, finansal hizmetler sektörünün günümüzde yaşadığı hızlı atılımda kilit bir rol oynuyor. Fintek şirketleri, küresel finans ekosisteminde giderek daha büyük söz sahibi olurken, kamu kuruluşları ve geleneksel bankacılık şirketleri de dahil olmak üzere tüm paydaşları hızla dönüşüme davet ediyor. Finteklerin beraberinde getirdiği yeni iş modelleri, finans ekosistemini hem rekabet hem de işbirliği alanında dinamikleştiren itici güç olarak öne çıkıyor.

Dengelerin yeniden kurulduğu, tüm küresel ekonominin yeniden şekillendiği bu dönemde Türkiye, finansal teknolojiler ve inovasyonu odağına alan girişimlerin büyümesini teşvik eden gelişmiş yasal ve teknolojik altyapıya sahiptir. Türkiye’de dijital ödeme sistemlerinin pazar büyüklüğünün 2021’de 53 milyar dolar olarak gerçekleşeceği, 2025’e kadar ise yılda yüzde 17 büyüyerek 98 milyar doları aşacağı öngörülüyor.

Küresel fintek merkezi olarak konumlanan İFM, ödeme sistemleri alanında regülasyon deney alanına (sandbox) ev sahipliği yapıyor. Bunun yanı sıra İFM bünyesinde bulunan Finans ve Teknoloji Üssü ile fintek girişimleri destekleniyor. Ödemeler alanında faaliyet gösteren finteklerin, Merkez Bankası tarafından işletilen ödeme sistemlerine ve kamusal veri tabanlarına erişimi sağlanmıştır. Türkiye'de ödeme sistemlerini destekleyen sistem, platform ve altyapıları oluşturmak, işletmek ve geliştirmek amacıyla çalışan Bankalararası Kart Merkezi’nde ödeme ve e-para kuruluşları temsil ediliyor. Hayata geçirilen, fintek ekosisteminin gelişimine yönelik kitle fonlaması platformlarının yanı sıra, fintek şirketlerinin sermaye yapısını güçlendirici, özkaynakla finansmanı teşvik edici ve halka arz süreçlerini kolaylaştırıcı düzenlemeler de uygulanıyor.

Yerel ve global yüzlerce finans şirketini finteklerle bir araya getiren İFM, finteklerin test aşaması dahil tüm uygulamalarını hızlı, çevik ve esnek biçimde gerçekleştirmelerine olarak tanıyor.

Fon Yönetimi

Hem yerel hem de küresel yatırımcılardan yoğun ilgi çeken Türkiye’de bireysel ve kurumsal müşteriler, sofistike yatırım çözümlerine ihtiyaç duyuyor.

Türkiye’deki yasal düzenlemeler, yatırım fonlarının kuruluşunu ve büyümesini destekler niteliktedir. 2020 yılında açıklanan 250 milyon TL’lik Bölgesel Kalkınma Fonu ile de yeni fonlar kurulmasının yolu açılmıştır. Yine aynı yıl, Türkiye’de 166 milyar TL’yi aşkın hacme sahip fon işlem görmüştür.

Küresel çalkantılara rağmen 2020’de gayrimenkul yatırım fonlarına ilgi artarak sürmüş, gayrimenkul yatırım ortaklıklarının pazar büyüklüğü 58 milyar liraya ulaşmıştır. Gayrimenkul yatırım ortaklıkları endeksi 2020'de yüzde 60, son iki yılda ise yüzde 106 büyümüştür.

Öte yandan, girişim yatırımları yüzde 35 artarak 143 milyon dolar büyüklüğe ulaşmış, 2021’in ilk çeyreğinde ise 509 milyon gerçekleşerek rekor kırmıştır. Türkiye, fikir aşamasında girişimcileri de büyük teşviklerle destekliyor. 2020 yılında 531 girişim fikir aşamasında toplamda 48 milyon TL destek sağlanmıştır.

Eşsiz coğrafi konumu ile aynı zaman dilimi içinde Asya, Avrupa ve Amerika piyasalarında işlem gerçekleştirme imkanı sunan İstanbul, üç havalimanı ile müşteriler için de yüksek erişilebilirliğe sahiptir. Tüm bu faktörler, İstanbul'u finans alanında doğal bir merkez haline getiriyor.

İFM bünyesinde yer alan köklü yasal ve düzenleyici yapılar, yatırımların güvenliğini sağlayan gerekli denetim ve gözetim mekanizmaları ile hız ve verimliliği bir arada sunuyor. Finansal hizmetler ekosisteminin kalbinin attığı İFM, özel şirketlerin veya kurumsal müşterilerin yatırım ortaklıkları, hisse senetleri, tahvilleri alım satımı da dahil olmak üzere her çeşit fonun geliştirilmesi, alokasyonu ve yönetimi için ideal bir platform sağlıyor.

Katılım Finans

Küresel ekonomik dengelerin yeniden şekillendiği bu dönemde Türkiye, katılım finans sektöründe faaliyet gösteren şirketler için büyük fırsatlar sunuyor.

Gerçekleştirilen ekonomik reformlar sayesinde gelişen faizsiz finans ürün ve hizmetleri ile güçlenen katılım finans, Türkiye’yi özel sektör sukuk ihracında 2’nci sıraya taşıyarak dünyanın en önemli oyunculardan biri haline getirmiştir.

Olumsuz piyasa koşullarına rağmen 2020’de yüzde 26,5 büyüme kaydederek elde ettiği 60 milyar lira net kâr ile rekor kıran Türkiye bankacılık sektöründe, katılım bankacılığı yüzde 8 pazar payına sahiptir. Katılım bankacılığı, hızlı büyüme trendini sürdürerek 2025 yılında yüzde 15 pazar payına ulaşmayı hedefliyor.

Küresel katılım finans sektörünün, kira sertifikası (sukuk), ve tekafül gibi faizsiz finans ilkelerine uygun alternatif hizmetler ile birlikte 2024’e kadar yaklaşık 3,7 trilyon dolar büyüklüğe ulaşacağı öngörülüyor. Faizsiz finans işlemlerinin merkezi olan Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’dan yatırımcıların çok büyük ilgi gösterdiği Türkiye, bölgedeki etkisini hızla artıran katılım bankalarının yanı sıra 2020’de 40 milyon lira olarak gerçekleşen sukuk ihracı ile faizsiz finans şirketleri için büyük fırsatlar vadediyor. Bu konumuyla İFM, sukuk, tekafül ve İslami fonlar gibi faizsiz finans hizmetleri talep eden pazarlara doğrudan erişim sağlıyor.

İFM, hızla büyüyen faizsiz finans ihtiyaçlarına yönelik fırsatları yakalamak isteyen katılım bankaları ve müşterileri için, finansal sektörün uluslararası düzenleyici kurumları da dahil olmak üzere tüm oyuncularını bünyesinde barındıran benzersiz bir platform sunuyor.

Özel Bankacılık

Dünyanın en hızlı büyüyen servet birikim alanlarından birini temsil eden Türkiye, özel bankacılık alanında faaliyet gösteren şirketler için büyük fırsatlar vadediyor.

Türkiye’de bankadan bankaya değişmekle birlikte, genellikle 1 milyon TL’den fazla varlığı bulunan müşterilere özel bankacılık kapsamında kişiselleştirilmiş hizmet, varlık yönetimi ve optimizasyonu, yatırım danışmanlığı ve kiralık kasa gibi hizmetlerin yanı sıra banka dışı avantajların sunulduğu ayrıcalıklı hizmetler de sağlanıyor.

Yeni yatırımların ilgi odağı olan Türkiye’de bireysel müşteriler ve aileler, finansal hedeflerine uygun olacak şekilde geniş yatırım seçenekleri ve varlık tahsisi danışmanlığı gibi sofistike varlık yönetimi çözümlerine ihtiyaç duyuyor.

Köklü yasal ve düzenleyici kurumların merkezlerini de bünyesinde barındıran İFM, profesyonel hizmet sağlayıcıları ile sektör uzmanlarının da yer aldığı rakipsiz bir merkez üssü olarak konumlanıyor. İFM, varlık yönetimi, yatırım bankacılığı, sermaye piyasası ve alternatif yatırım hizmetlerinin yanı sıra öncü fintek girişimlerine de ev sahipliği yapıyor. Çok yönlü ekosistemi sayesinde, özel bankacılık şirketlerinin, ayrıcalıklı hizmet talep eden özel müşterilerinin ihtiyaçlarına hız ve kolaylıkla karşılık verebileceği bir platform sunuyor.

Özel Sermaye

Avrupa’nın 5’inci büyük ekonomisi olarak bulunduğu bölgenin en önemli ekonomik merkezi konumundaki Türkiye, cazip bir yatırım üssü olmasının yanı sıra özel sermaye işlemlerinin en çok gerçekleştiği pazarlara doğrudan erişim sağlaması yönüyle büyük fırsatlar barındırıyor.

Gün geçtikçe daha çok şirket, rekabet gücünü korumak ve büyümeyi sürdürmek için uluslararası sermaye de dahil olmak üzere özel sermayenin sağladığı finansman ve yönetim hizmetlerine başvuruyor. Öte yandan birçok hükümet, bir başka özel sermaye fırsatını temsil eden kamu-özel ortaklıklarına yöneliyor. Bu konumuyla İFM, özel sermaye şirketlerinin bölgeye yayılması ve müşteri portföyünü genişletmesi için ayrıcalıklı bir merkez üssü sağlıyor.

İFM, bünyesinde bulunan lisanslama seçenekleri, çok yönlü finansal kurumları ve her türden özel sermaye fonunun yönetilmesine imkan tanıyan bölgesel platform modeliyle, küresel ekonominin kalkınmasının en büyük destekçilerinden biri olan özel sermaye şirketleri için eşsiz rekabet avantajı yaratıyor.

Perakende Bankacılık

Dünyanın 13’üncü, Avrupa’nın 5’inci büyük ekonomisi olan Türkiye, bulunduğu bölgenin en önemli ekonomik merkezi konumundadır. Dengelerin yeniden kurulduğu, tüm küresel ekonominin yeniden şekillendiği bu dönemde Türkiye, bankacılık sektöründe faaliyet gösteren şirketler için büyük fırsatlar sunuyor.

Türkiye bankacılık sektörü, küresel finansal piyasalar ile entegre olmuş yapısı ve bütünleşik beşeri sermayesi çok güçlü, yeni teknolojik ürün uygulamalarında öncü ve müşteri odaklı bankaları ile birlikte dünya çapında lider konuma sahiptir. Küresel çalkantılara ve olumsuz piyasa koşullarına rağmen belirsizliği başarıyla yöneten Türkiye bankacılık sektörü, 2020’de yüzde 26,5 büyüme kaydedip 60 milyar lira net kâr elde ederek rekor kırdı. Türkiye’de 2021 itibarıyla toplam 9.850 şubeye sahip 48 banka bulunuyor ve bunların 34 tanesi mevduat bankasıdır. Türkiye bankacılık sektöründe katılım bankacılığı yüzde 8 paya sahiptir ve hızlı büyüme trendini sürdürerek 2025 yılında yüzde 15 pazar payına ulaşmayı hedefliyor.

Türkiye bankacılık sektörü, dünyanın en gelişmiş bankacılık sektörlerinden biri olmasının yanı sıra muazzam büyüme potansiyelini koruyarak eşsiz bir denge sunuyor. Hem 13 milyonluk genç nüfusu hem de yüzde 16 genç nüfus oranı ile Avrupa’nın zirvesinde yer alan Türkiye, bankalar için büyümek, gelişmek ve yeni müşteriler kazanmak için büyük fırsatlar barındırıyor.

Bireysel müşterilerin varlık yönetimi, finansman, para transferi ve diğer aracılık işlemlerini kapsayan bireysel bankacılık hizmetleri, müşteri deneyimini her geçen gün daha da iyileştirerek büyümeyi sürdürüyor. Tüketici kredisi kullanımının oldukça yoğun olduğu Türkiye pazarında, Eylül 2020 itibarıyla tüketici kredisi ve konut kredisi kullanan toplam kişi sayısı 25 milyonu aşmış, kredi miktarı ise 620 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’de 77 milyondan fazla kredi kartı bulunuyor.

İFM, Avrupa ve Asya kıtalarının arasında köprü olan İstanbul’un benzersiz coğrafi konumu ve sağladığı nitelikli insan kaynağı ile değişen küresel ve bölgesel ihtiyaçlara cevap verecek nitelikte bir finansal ekosistem olarak konumlanıyor. Bu konumuyla İFM, çok çeşitli bankacılık hizmetleri talep eden, gelişmekte olan pazarların ve çok yönlü bir ekosistemin kalbinde yer alıyor.

Bankacılık ve banka dışı finansal kurumları, sermaye piyasaları kuruluşları, finansal yatırım ve portföy yönetim şirketleri gibi geniş bir yelpazedeki finansal kurumları ve kuruluşları bünyesinde barındıran İFM, bankacılık sektör liderlerinin en büyük temsilciliklerinin ve şubelerinin yanı sıra fintek girişimlerine de ev sahipliği yapıyor.

Portföy Yönetimi

Avrupa’nın 5’inci büyük ekonomisi olan Türkiye, dünyanın en hızlı büyüyen servet birikim alanlarından birini temsil ediyor. Yeni yatırımcıların ilgi odağı olan Türkiye’de bireysel müşteriler ve aileler, kazanç beklentisine, vadesine ve risk profiline uygun olacak şekilde sofistike portföy yönetimi çözümlerine ihtiyaç duyuyor.

Eşsiz coğrafi konumu ile aynı zaman dilimi içinde Asya, Avrupa ve Amerika piyasalarında işlem gerçekleştirme imkanı sunan İstanbul, portföy yönetim şirketlerinin değişen piyasa koşullarına göre portföy performanslarını anlık olarak takip etmelerine ve gerekli güncellenmeleri yapmalarına imkan sağlıyor.

Türkiye’de portföy yönetim sektörü, yapılan reformlar ile hızlı büyümesini sürdürerek yaklaşık 20 milyon yatırımcının hayatına dokunan bir sektör haline gelmiştir. Türkiye’de Şubat 2021 itibarıyla faaliyet gösteren 49 adet portföy yönetim şirketi, 380 milyar TL’yi aşkın büyüklüğe sahip portföyün yönetimini gerçekleştiriyor.

Sermaye Piyasaları

Hızlı bir dönüşüm içerisinde olan küresel sermaye piyasaları, artık yalnızca büyümeyi sürdürmek isteyen özel şirketlerin değil, altyapı ve sosyal kalkınma projelerini finanse etmek isteyen hükümetlerin de verimli sermayeler arayışında olduğuna işaret ediyor.

Şirketler her geçen gün daha çok hisse senedi ve finansmanlardan yararlanırken, hükümetler de özel ortaklıklar ile varlık özelleştirmelerine odaklanıyor. Bu durum, sermaye piyasalarını finans ekosisteminin tüm ürün ve hizmetlerini bünyesinde barındıran, en sofistike ve dinamik alanlarından biri yapıyor.

İFM bünyesinde yer alan, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), halkın iktisadi kalkınmaya etkin ve yaygın bir şekilde katılmasını sağlamak ve sermaye piyasasının güven, açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını, tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarının korunmasını düzenlemek ve denetlemek amacıyla kurulmuştur.

Sermaye piyasasının açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını ve yatırımcıların haklarının korunmasını sağlamak hedefleri doğrultusunda, sermaye piyasalarının ve kurumlarının işleyiş kurallarını belirler ve piyasaların adil ve etkin çalışmasını sağlar. Bu hedeflere yönelik kanun, yönetmelik ve düzenlemeler ile, piyasaların gözetim ve denetimini sağlayan SPK, piyasanın gelişmesinde uluslararası işbirliğine ve uluslararası seviyede belirlenen ilke ve standartlara uyuma büyük önem veriyor.

İFM, dünyada likiditesi en yüksek ve en modern işlem platformları arasında yer alan, inovatif ve piyasa dostu yaklaşımıyla, yerli ve yabancı yatırımcıların ilgi gösterdiği ürün ve hizmetlerin önde gelen sağlayıcısı olan Borsa İstanbul’a (BIST) da doğrudan erişim sağlıyor.

2020’deki olumsuz piyasa koşullarına rağmen, Borsa İstanbul’un net kârı ise önceki yıla göre yüzde 43 artış göstererek 1,4 milyar TL’yi aşmıştır. Türkiye sermaye piyasası, yaşadığı köklü değişim ve gelişimin yanında gerek arz ve gerekse de talep tarafında önemli bir büyüme potansiyeline sahiptir. 2021 itibarıyla 54’ü yerli, yüzde 46’sı yabancı olmak üzere 2,1 milyonu aşkın BIST yatırımcısı bulunuyor.

İFM, finansal sektörün uluslararası düzenleyici kurumları da dahil olmak üzere tüm oyuncularını bünyesinde barındıran benzersiz bir platform sunuyor. Bölgedeki finansın merkez üssü olarak konumlanan İFM’nin finansal ekosistemi sayesinde sermaye piyasaları kaldıraç etkisi görüyor.

Sigorta ve Reasürans

Dünyada prim üretiminde 39’uncu, kişi başına düşen yıllık doğrudan prim üretimi oranında ise 65’inci sırada olan Türkiye sigorta ve reasürans sektörü, hızlı bir dönüşüm ve istikrarlı büyüme içerisindedir. Özellikle inşaat, enerji, telekomünikasyon ve bilgi teknolojileri gibi kırılımların bulunduğu altyapı alanında milyarlarca dolara ulaşan yerel ve uluslararası projelerin de etkisiyle sektör her geçen gün kapsamını genişletiyor.

Türkiye’de 2021 itibarıyla 3 adet reasürans, 40 adet hayat dışı, 21 adet de hayat ve emeklilik şirketi faaliyet gösteriyor. 2009 yılında faaliyetlerine başlayan katılım sigortacılığı sektöründe 2019 yılı sonu itibarıyla 7’si hayat dışı ve 5’i hayat/emeklilik branşında olmak üzere toplam 12 şirket faaliyet gösteriyor.

Küresel çalkantılara ve olumsuz piyasa koşullarına rağmen 2020’de yüzde 19,3 büyüyen Türkiye sigorta sektörü prim üretimi, 82,6 milyar TL hacme ulaşmıştır. 2020 yılı sonunda prim üretimi hayat dışı sigortalarda yüzde 17,7 artış ile 68,2 milyar TL, hayat branşında ise yüzde 27 artış ile 14,4 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Bireysel emeklilik sistemi ve otomatik katılımda katılımcı sayısı 12,6 milyona, fon büyüklüğü devlet katkısı dâhil 170,2 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bunun yanı sıra, katılım sigortacılığında da prim üretimi 4,3 milyar TL’ye ulaşarak toplam prim üretimi içerisindeki payı yüzde 5,2 seviyesine ulaşmıştır.

27 Ağustos 2020 itibarıyla Türkiye Varlık Fonu bünyesinde bulunan kamu sigorta şirketleri Ziraat Sigorta A.Ş., Halk Sigorta A.Ş.'nin Güneş Sigorta A.Ş. ile birleştirilmesiyle Türkiye Sigorta kurulması önemli kilometre taşlarından biridir.

Türkiye iç pazarı ve bölgedeki gelişmekte olan pazarlar, yalnızca taşıt, sağlık, ticari alacak gibi alanlarda değil, politik risk, siber risk gibi özel alanlarda da büyük fırsatlar barındırıyor.

İFM, çok çeşitli sigorta ve reasürans hizmetleri talep eden, gelişmekte olan pazarların ve çok yönlü bir ekosistemin kalbinde yer alıyor. İFM’nin ev sahipliği yaptığı geniş finansal hizmetler ekosistemi, sigorta ve reasürans şirketlerinin yanı sıra bünyesinde bulunan brokerlik şirketlerine de gelişmekte olan pazarlara erişim imkanları sunuyor. İFM, bu alanda faaliyet gösteren şirketler için finansal sektörün uluslararası düzenleyici kurumları da dahil olmak üzere tüm oyuncularını bünyesinde barındıran eşsiz bir platform sunuyor.

Varlık Yönetimi

Varlık yönetimi, dünya genelinde finansal dengelerin yeniden şekillendiği bu dönemde bankacılık sektörünün istikrarı ve ekonomilerin sürdürülebilirliği açısından önemli bir rol oynamaktadır. Varlıklı birey ve ailelerin yatırım ve portföy yönetimi, emlak planlaması, miras planlaması ve finansal danışmanlık gibi varlık yönetimi çözümlerine olan ihtiyacı her geçen gün artıyor.

2021 yılı itibarıyla Türkiye'de 19 varlık yönetim şirketi faaliyet göstermektedir. Bireylerin borçlarını ödeyerek ekonomiye yeniden katılmalarına, finansal sistemin likiditesinin artırılmasına ve bankaların bilançolarının iyileştirilmesine katkı sağlayan varlık yönetim şirketleri, bugüne kadar Türkiye'de 1 milyondan fazla tüketiciye finansal özgürlük sağlamıştır.

Yeni yatırımların ilgi odağı olan Türkiye'de bireysel müşteriler ve aileler, finansal hedefleri doğrultusunda geniş yatırım seçenekleri ve varlık tahsis danışmanlığı gibi sofistike varlık yönetimi çözümlerine ihtiyaç duyuyor.

Dünyanın en büyük aile şirketlerinin bulunduğu Avrupa'nın 5. büyük ekonomisi olan Türkiye, varlık yönetimi ürün ve hizmetlerine olan talebin en yoğun olduğu pazarlara doğrudan erişim sağlıyor.

Çok çeşitli finansal hizmetler sektöründeki tüm oyuncuları barındıran İFM, varlık yönetimi şirketlerinin müşterilerinin tasarruflarını korumak ve artırmak için kapsamlı hizmetler sunabilecekleri bir platform sunuyor.

Vergi, Hukuk ve Danışmanlık Firmaları

Küresel ekonomik dengelerin yeniden şekillendiği bu dönemde Türkiye, profesyonel hizmet sağlayıcıları için büyük fırsatlar vadediyor.

Finansal hizmetlerin çok yönlü hale gelmesi ve yeni finansal araçların ortaya çıkması ile değişen pazar ihtiyaçlarına paralel olarak tüm dünya genelinde profesyonel hizmet sağlayıcılarına talep arttı.

İFM, profesyonel hizmet sağlayıcıların müşterilerine hızlı, kapsamlı ve yüksek kalitede hizmet sunmalarını sağlayan; bankacılık ve finans şirketlerinin yanı sıra düzenleyici kamu kurumları ve fintek girişimleri gibi sektörün tüm paydaşlarına ev sahipliği yapan finansal bir ekosistem olarak konumlanıyor. Profesyonel hizmet sağlayıcıları, farklı kıtalarda sürdürdükleri faaliyetlerini İFM merkez üssünden yöneterek rekabet gücünü artırabilecek.

Yatırım Bankacılığı

Yurt içi ve yurt dışındaki birleşme ve satın alma faaliyetleri hızla artarken, kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşlarının işbirlikleri de giderek daha çok tercih ediliyor. Öte yandan, yeniden yapılanmalar ve aracılık işlemlerine duyulan ihtiyaç ile birlikte yatırım bankacılığı hizmetlerinin gördüğü talep her geçen gün artıyor. Türkiye’de Nisan 2021 itibarıyla 14 tane Kalkınma ve Yatırım Bankası 64 şube ile faaliyet göstermektedir. Bunların 3 tanesi devlet, 11 tanesi ise yerli ve yabancı özel bankadır. Kalkınma ve yatırım bankalarının toplam bankacılık sektöründeki payı yüzde 7, sermaye yeterliliği oranı ise yüzde 26’dır.

Birleşme ve satın alma alanında danışmanlık hizmetlerinin yanı sıra, proje finansmanı, uluslararası menkul kıymetlerin satışı ve kolaylaştırılması gibi sofistike hizmetleri sağlamak isteyen yatırım bankaları için büyük fırsatlar vadeden İFM, bünyesinde barındırdığı finansal ekosistem ile bölgesel ve uluslararası yatırımcılar için önemli iş ortağı olma imkanı sunuyor. Bu konumuyla İFM, yatırım bankalarının bölgedeki pazarlara doğrudan erişmesini sağlayarak, hızla büyüyen ticaret ve yatırım dalgasının beraberinde getirdiği fırsatları yakalamasını sağlıyor.

Yeşil Finans

Günümüzde toplumsal ve kurumsal bilincin artması ve sürdürülebilirliğin dünya genelinde en önemli ihtiyaçlardan biri olarak öne çıkması ile birlikte yeşil finans tüm ekonomilerin öncelikli gündem maddelerinden biri haline gelmiştir. 2023 yılına kadar yaklaşık 2,4 trilyon dolara ulaşması beklenen yeşil finans sektörü, küresel ekonominin ihtiyaçları ile çevreyi korumanın bir arada sürdürülmesinin en etkin yollarından biri olarak görülüyor.

Bulunduğu bölgenin en önemli ekonomik merkezi konumunda olan Türkiye, yeşil finans atılımlarına da öncülük ediyor. Türkiye’de en son açıklanan Ekonomi Reform Paketi’nin ilk üç önceliğinden biri sanayide yeşil dönüşümü destekliyor. Türkiye, çevreye duyarlı yatırımların finansman imkanlarını çeşitlendirmek, uluslararası finans piyasalarında yoğun talep gören yeşil tahvil piyasasına dönük altyapıyı oluşturmak ve bu ihraçları da teşvik etmek için gerekli hazırlıkları tamamlamıştır.

Türkiye’de ilk olarak 2016’da Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın (TSKB) ihraç ettiği yeşil tahvillerin ardından yeşil tahvil piyasası farklı örneklerle çeşitlenmeyi sürdürmüştür. 2021’in ilk tahvil ihracı da TSKB tarafından sürdürülebilirlik temasıyla gerçekleştirilmiştir.

Sürdürülebilir projelerin geliştirilmesini teşvik eden ve karbon emisyonunu en aza indiren kredi, borç ve yatırım araçlarını içeren yeşil finans, Türkiye’nin kurucuları arasında yer aldığı Birleşmiş Milletler’in de Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin gerçekleştirilmesinde önemli rol oynuyor.

İFM, Türkiye’nin ekonomik hedefleri ve değişen küresel ihtiyaçlar doğrultusunda, sürdürülebilir kalkınmaya odaklı birçok yerel ve uluslararası finans otoritesinin gündeminde yer alan yeşil finansın en büyük destekçisi olarak konumlanıyor.




Yorumlar


Bize Ulaşın

Adres: Adnan Kahveci, Erata Cd. No:17 D: Blok 2, Beylikdüzü/İstanbul
+90-212-924-2914
+90-532-669-1239

İngilizce ve Farsça :  +90-501-318-3887 

Bültenimize abone olun • Kaçırmayın!

Özeller Real Estate
© Copyright SAMARAM GROUPS ™
  • LinkedIn
  • Twitter
  • Facebook
  • Instagram
bottom of page